https://yasemin34-leyla.tr.gg

TÖRE VE KADIN









İSLAM - TÖRE VE KADIN 


Allah c.c sanal alemde
islam için çalışan sitelerde 
ve yetkilile rinden razı olsun
başarılarının devamını 
nasip eylesin inşallah

http://www.islam-green34.com

İSLAM - TÖRE VE KADIN 

YASEMİN İSTANBUL

http://www.yasemin34-leyla.tr.gg

Değerli müslüman kardeşlerim
müslüman bir ülkede yaşıyoruz 
ve dünyada müslüman olarak tanınan
yada islami bir yönetimle idare edildiği
varsayılan müslüman ülkelerde
kadınlara yönelik şiddet
ve cinayetle r devam etmektedi r
bazı müslüman ülkelerde 
recm cezasıyla 
kadınlar katledili rken
ve ülkemizdede töre adı altında
kadınlar katledilm ektedir 
bu katliamı mazur göstermek içinde 
" islam dini böyle emrediyor 
kadının gerektiğinde dövülmesi 
ve recmedilm esi islamın gereğidir "
denilmekt edir
değerli müslüman kardeşlerim
gerçekten islamın yaşandığı herhangi bir müslüman ülkede
kadın zaten recmedile cek bir suç işleyemez
işleyemeyeceği içinde
zaten recmedile mez
burada altını çizmek istediğimiz şey
eğer müslüman bir ülkede
kadınlar bahsi geçen recmedilm eyi gerektire n bir suç işliyorsa
o ülkede zaten buna zemin hazırlayan gerekçeler
mevcut olduğundan dolayı
o ülke bir islam ülkesi olarak adlandırılamaz
gerçek islamın yaşandığı bir ülkede 
asla ne kadın nede erkek böyle cezalandırmayı gerektire n
adi suçlar işleyemez 
eğer isleniyor sa buradaki adilik o kendini müslüman olarak tanıtan
ülkenin adiliğidir şahısların veya kadınların adiliğinden asla söz edilemez
eğer islamın varlığını sürdürdüğü varsayılan bir ülkede
adi suçlar işleniyorsa demekki o ülke gerçek bir islam ülkesi olmadığından dolayı
bu tür suçlara zemin hazırlayan ülke olduğundan
bu suçlar işleniyor demektir
bu o ülkenin islam ülkesi olmadığına delildir
o halde islam ülkesi olmayan bir ülkeninde
islamiyet in hüküm ve kanunlarına dayanarak
kadınları katletmey e islami gerekçe oluşturmayada hakkı yoktur
islam cezalarla katilamla rla gelmedi
eşitlikle özgürlükle hoşgörüyle geldi 
kadına verdiği haklarla geldi
recm cezasıyla gelmedi
islam adaletle merhametl e sevgiyle geldi
insanları katletmek le gelmedi islami realite
önce bu kadınları recmedenl erin 
gerçekten islamı yaşadıklarını düşünmüyoruz
ve bu kadınlara uygulanan şiddet ve katliamla rın
bizlere islamın gereğiymiş gibi gösterilmesi yanlıştır
gerçek islamı yaşamayanların ve bilmeyenl erinde
yaptıkları katliamla rı işledikleri töre cinayetle rini
islama dayandırmaları islam ile kesinlikl e bağdaşmaz
önce gerçek islamı yaşamaları gerekir 
ve ondan sonra yaptıklarının islamla alakalı olup olmadığını
açıklamaları gerekir 
veya islamı yaşadıktan sonra özümsedikten sonra 
islami realitele ri savunmala rı gerekir
göz göre göre kadınları katledenl erin bizler 
yüreğinde Allah korkusu Peygamber s.a.v aşkı
islam sevgisi ve merhameti olduğuna asla inanmıyoruz
ve islamın emirlerin i ve yasaklarını
uygulamak için kadınların katledild iklerined 
kesinlikl e inanmıyoruz 
bu katliamla r ve törelerin islamla ilişkisi yoktur
çünkü dünyada gerçek manada islam yaşanmıyor
ve gerçek manada bunu yaşayan bir toplulukt a mevcut değil
islamın olduğu yerde recmi gerektire cek suç işlenmez
recm bir islami hak olabilir diye düşünüyorsanız 
bu hakkın uygulanma sını gerektire cek 
bir sebepte zaten gerçek bir islam ülkesinde bulunamaz 
yapılanlar sadece katliamdır bunun başka açıklaması yoktur 
bu gerçeği görmeliyiz artık 
aşağıda 
Kuzey Irakta göz göre göre yapılan 
Ve sözde dinden kaynaklan dığı varsayılan 
ve aslında adet gelenek ve töre ile ilgili
olduğu bilinen  
bir genç kızın linç olayı ile ilgili yazı mevcuttur 
lütfen okuyunuz daha sonra ülkemizdeki yaşanan
bazı töre hadiseler i ve bunun islamla 
ilişkisi olup olmadığı hakkında yazılara geçeceğiz 
lütfen alttaki yazıyı okuyunuz

http://www.zekirdek.com/forum/291317-irakli-kiz-linc-edildi.html 
 


--------------------------------------------------------------------------------

Du�a Khalil Aswad (دعاء خليل أسود)(1989 veya 1990 � Nisan 7, 2007) töre yüzünden taşlanarak öldürülen. 17 yaşında Yezidi dinine mensup Iraklı Kürt bir kızdır. 7 Nisan 2007'de öldürüldüğü sanılmaktadır ancak olay taşlamaya ait cep telefonu görüntüleri internett e yayınlanana kadar ortaya çıkmamıştır.Yezidi olan genç kızın İslam dinine geçtiği için taşlandığı söylentilerinin aşırı tutucu bazı sünni müslümanların Yezidiler e karşı 2007 Musul Katliamı gibi çeşitli eylemlerd e bulunmasına yol açtığı söylenmektedir. 

Sebebi 
Bazı kaynaklar Aswad'ın Iraklı Sünni bir genç ile evlenebil mek için müslüman olduğu için öldürüldüğünü iddia etmektedi r.

Kızın gerçekten İslamiyete geçip geçmediği tartışmalıdır; bazı kaynaklar söz konusu Sünni gencin kızın müslüman olduğunu yalanlamıştır. Diğer bazı kaynaklar da kızın bir gece eve gelmeyişini cezalandırmak için öldürüldüğünü söylemektedir. Ölümünden sorumlu olan kişilerin ikna olduğu söylenen aile üyeleri arasında olup olmadığı bilinmeme ktedir. Video görüntülerinden eve dönüş sırasında tuzağa düşürülüp de mi yoksa evine döndükten sonra baskınla mı yakalanıp meydana sürüklendiği anlaşılamaktadır. Linç eden kalabalığın sayısı birkaç yüz veya bin-iki bin kişi olarak tahmin edilmekte dir.

Taşlama Olayı
Olay Ninava Valiliğine bağlı Başhika kasabasında geçmiştir ve cep telefonla rı ile kaydedili p internett e yayılmıştır.

Taşlanmasına karar verilen Dua Aswad, kasaba meydanına götürülmüştür ve aile şerefine ve dini inançlarına leke sürdüğünü göstermek için iç çamaşırlarına kadar soyulmuştur. Videolar olay sırasında bir spor ceket ve etek giydiğini göstermektedir. 30 dakika kadar süren taşlama sırasında, toplanan kalabalık çığlıklar içinde kafasına büyük bir beton veya taş parçasını atarken Aswad'ın doğrulmaya ve yardım için seslenmey e çalıştığı görülmektedir. Görüntülerde kalabalığın içinden bir adamın "Öldürün onu!" diye bağırdığı duyulmakt adır. En son olarak, o yüzükoyu yerde yatarken kimliği belirlene meyen bir adam büyük bir beton parçasını kafasının arkasına vurduğu görülmektedir.

Kasaba meydanında öldürüldükten sonra Aswad'ın cansız bedeni bir arabanın arkasına bağlanıp caddelerd e sürüklenerek gezdirilm iştir. Değersiz olduğunu göstermek içinde ölü bir köpeğin parçaları ile birlikte gömülmüştür. 

Daha sonra hala bakire olup olmadığını anlamak için cesedi gömüldüğü yerden çıkarılarak Musul Adli Tıp Enstitüsüne gönderilmiştir. Adli Tıp raporuna göre Aswad öldüğunde hala bakire idi. Yapılan bir otopsi kafatası ve omurilik kırılması sonucu öldüğünü ortaya çıkardı.

Reaksiyon lar ve intikam
Aswad cinayetin in 2007 yılında 23 Yezidi'nin öldürüldüğü Musul katliamını kıvılcımlandırdığı düşünülmektedir. Aswad'ın öldürülmesi ve intikam saldırıları Uluslarar ası Af Örgütü ve Irak hükümetinden olayların araştırılmasını isteyen Yerel Kürt Yönetimi tarafından kınanmıştır. Yetkilile r Kuzey Irak'ta Aswad cinayeti ile ilgisi olan 4 kişiyi tutuklamıştır.

Taşlama olayının ayrıca Yezidi kasabaları olan Kahtaniye ve Cizre'de 800 kişinin öldüğü bombalı saldırıları da ateşlediği söylenmektedir.

Erbil'de Aswad'ın cinayetin i protesto için yapılan gösteriler namus ve töre cinayetle rinin durdurulm ası için çağrıda bulunan yüzlerce Kürtü biraraya getirdi.

VİDEO İZLEMEK İÇİN LÜTFEN
ALTTAKİ LİNKİ TIKLAYINI Z

http://www.facebook.com/video/video.php?v=1329084540694
Aynı Videoya ait diğer link alttadır
http://www.zapkolik.com/102181/erkek-arkadasi-ile-dans-eden-kizi-linc-ediyorlar.html

İRANDAKİ RECM OLAYI VİDEO İZLEMEK İÇİN 
ALTTAKİ LİNKİ TIKLAYINI Z

http://video.cnnturk.com/2010/haber/7/2/iranda-yine-taslanarak-oldurulecek-bir-kadin

HABERLE İLGİLİ YAZI LİNKLERİ LÜTFEN TIKLAYINI Z

http://www.porttakal.com/haber-iran-da-8-kadin-recm-edilecek-255080.htm

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15552080.asp

http://www.haber7.com/haber/20100801/Brezilya-Irandan-recm-edilecek-kadini-istedi.php

Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın İran'da recmedile rek ölüm cezasına çarptırılan kadına ülkesinin sığınma hakkı verdiğini açıkladığı ve İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinej ad'dan bunu kabul etmesini istediği bildirild i.

Brezilya devlet radyosund a yer alan habere göre, Lula da Silva, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinej ad'a, Sakine Muhammed Aştiyani'ye Brezilya'nın sığınma hakkı sağlamasına izin vermesi çağrısı yaptı.

İki ülkenin, Brezilya'nın Tahran'ın tartışmalı nükleer programına destek vermesi dolayısıyla yakın ilişkileri bulunuyor .

Zina suçu işlediği gerekçesiyle beş yılını hapiste geçiren ve suçlamaları reddeden iki çocuk annesi Sakine Muhammed Aştiyani'ye verilen recm cezası uluslarar ası toplumda tedirginl ik ve infial yaratmıştı.

ÜLKEMİZDE YAŞANAN TÖRE CİNAYETİ İLE İLGİLİ 
VİDEO İZLEMEK İÇİN
LÜTFEN TIKLAYINI 

http://www.beyazgazete.com/video/2010/04/23/yine-tore-cinayeti-cnnturk.html

http://www.google.com.tr/#hl=tr&biw=869&bih=486&prmdo=1&tbs=vid%3A1&q=T%C3%96RE+C%C4%B0NAYETLER%C4%B0&aq=f&aqi=&aql=&oq=&gs_rfai=&fp=8596fd541f1a3531

TÖRE İLE İLGİLİ YAZILAR İÇİN
LÜTFEN ALTTAKİ LİNKİ TIKLAYINI Z

http://www.google.com.tr/#hl=tr&biw=986&bih=590&q=%C4%B0SLAM+T%C3%96RE+VE+KADIN&aq=&aqi=&aql=&oq=&gs_rfai=&fp=e814dbde802bb8ee

KATLİAMA TÖRE ADI VERİLİYOR

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=3165

İki kardeş, töre uğruna kız kardeşlerini İstanbul'da yol ortasında vurdu. Kadın yaralandı ama ölmedi. 13 saat sonra bu kez hastane odasını basıp, canını aldılar. 

Kuzeninin kocasından bebeği olan 22 yaşındaki Gül Dünya Tören'i yol ortasında vuran 2 erkek kardeşi, ölmediğini görünce kaldırıldığı hastanede kurşun yağdırdılar. Bebeğini evlatlık veren Tören'in beyin ölümü meydana geldi.

BİTLİS'te, yasak aşk sonucu hamile kalınca İstanbul'a kaçan 22 yaşındaki Gül Dünya Tören, kardeşleri tarafından önce yol ortasında, ölmeyince kaldırıldığı Bakırköy Devlet Hastanesi'nde ilk olaydan 13 saat sonra kurşun yağmuruna tutuldu. Kardeşleri firarda olduğu halde, odasında güvenlik önlemi alınmayan Gül Dünya Tören'de beyin ölümü meydana geldi. 2 ay önce dünyaya getirdiği Umut adındaki erkek bebeğini, bir yakınlarına evlatlık verdiği bildirild i. Bitlis'in Mutki İlçesi'ne bağlı Erler Köyü'nde yaşayan Gül Dünya Tören, geçen yıl amcasının kızının kocası Servet Taş ile ilişkiye girince hamile kaldı. Baba Şerif Tören, durumu öğrenince, Servet Taş'tan kızını �kuma� olarak almasını istedi. Taş, bu teklifi kabul etmeyerek İstanbul'a kaçtı. Ailesi, 4 ay önce Gül Dünya Tören'i İstanbul'da yaşayan amcası Mehmet Tören'in yanına gönderdi. Ancak amcasının evinde öldürülmekten korkunca evden kaçarak polise gitti. Mehmet Tören ve kardeşi Şerif Tören, polisin bilgisi dahilinde, Gül Dünya Tören'i, Erler Köyü'nde daha önce görev yapmış olan 60 yaşındaki emekli imam Alaattin Ceylan'a emanet etti.

ÖLÜM KARARI 

Bitlis'te toplanan aile meclisi, töre gereği Gül Dünya Tören'in öldürülmesine karar verdi. Öldürme görevi de 24 yaşındaki ağabeyi İrfan ve 20 yaşındaki kardeşi Ferit Tören'e verildi. Önceki gün saat 14.00 sıralarında İmam Alaattin Ceylan'ın Kanarya'daki evine gelen İrfan Tören, kız kardeşini Bursa'ya teyzesine götürüp, orada evlendire ceklerini söyledi. Tartışmadan sonra ağabeyi ile gitmeyi kabul edip çantasını hazırlamaya başladı. Ağabeyinin ��Çanta almana gerek yok�� demesinde n şüphelenen Ceylan, otogara kadar gelmek istedi. Emekli imam Ceylan ve kız kardeşi Dünya Tören ile yola çıkan İrfan Tören, sigara almak için bakkala girdi. Bu sırada, pusuya yatmış olan Ferit Tören, ablasının karşısına çıkıp bir el ateş eti ve ağabeyi İrfan Tören ile kaçtı. Sağ kalçasından yaralanan Dünya Tören, Dr. Sadık Ahmet Hastanesi'ne kaldırıldı, ardından Bakırköy Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.

ZİYARETÇİ GİBİ 

Gül Dünya Tören'in yanında refakatçi olarak amcası Mehmet Tören kalmaya başladı. Mehmet Tören, sabaha karşı 04.00 sıralarında, ��Kan bulmaya gidiyorum�� diyerek odadan çıktı. İrfan ve Ferit Tören, ziyaretçi olduklarını söyleyerek girdikler i hastanede Gül Dünya Tören'e bir saldırı daha düzenlediler. Tören başına isabet eden 2 kurşunla ağır yaralandı. Saldırganlar yaya olarak kaçtı. Beyin ölümü meydana gelen Gül Dünya Tören'in yaşamından umut kesildi. 
Hürriyet Gazetesi

27.02.200 4

Av.Habibe Yılmaz Kayar
İstanbul Barosu


İSLAM TÖRE VE KADIN 

DR .AHMET EMİN SEYHAN 

http://ahmeteminseyhan.blogcu.com/tore-veya-namus-cinayetlerinin-perde-arkasinda-yatanlar/7802198
 
Töre veya Namus Cinayetle rinin Perde Arkasında Yatanlar
 
Töre ve namus cinayeti ne demektir? Bu cinayetle rin arkasında yatan sebepler nelerdir? Toplumun bu cinayetle ri değerlendirmesinde nasıl bir bakış acısı söz konusudur? Töre ve namus kavramları nasıl istismar edilmekte dir? Töre ve namus cinayeti işleyenler akıllarından ziyade duygularıyla mı hareket etmektedi rler? Namus ve töre cinayetle rinde dinin emir ve nehiyleri göz ardı edilmekte midir? Töre ve namus cinayetle rinde Kur�an ayetlerin den habersiz olmanın rolü var mıdır? Bu ayetlerin göz ardı edilmesi yanlış bir din algısının oluşumuna neden olmakta mıdır? Hz. Peygamber�in bu konudaki uygulamaları doğru ve yeterli bir şekilde anlaşılmış ve aktarılmış mıdır? Bu ve benzeri sorulara cevap aramaya çalışmak, cinayetle rin halen devam ettiği günümüzde artık kaçınılmaz bir hal almıştır.
 
 Öncelikle şunu ifade edelim ki, töre ve namus cinayetle rini İslam�ın ortaya koyduğu evrensel ilkelerle bağdaştırmak hiçbir şekilde mümkün değildir. Zira bir insanın bir başka insanın canına haksız ve yetkisiz bir şekilde kıyması Kur�an�a göre en büyük günahlardan biridir. (Maide, 5/32; isra, 17/33) Bu itibarla, töre ve namus cinayetle rinin dindarlıkla da, islam dini ile de hiç bir ilgisi ve alakası yoktur. Aksine bu kimseler, din zannettik leri ilkel gelenek ve göreneklerin ve yanlış yorumların etkisiyle bu tür cinayetle ri işlemektedirler ki kendileri nin yanlış bir din ve namus anlayışının etkisi altında oldukları açıktır. Dolayısıyla töre ve namus cinayetle rinin esas sebebi dinin ortaya koyduğu emirler değil, tersine, islam�ın özünden ve ruhundan uzaklaşmak; ya da bilerek ve isteyerek bunlardan habersiz kalmayı seçmektir. Nitekim ayetlere yakından baktığımızda bu yanlışlığı derhal görmemiz ve anlamamız mümkündür.
 
  Şunun altını kalın çizgilerle çizelim ki toplumsal baskıların etkisinde kalarak töre ve namus cinayeti işleyen kimseler, Mekke�de islam öncesi diri diri kız çocuklarını toprağa gömen cahiliyye insanının hassasiye tleriyle hareket etmektedi rler. Töre ve namus cinayeti işleyenlerin düşünceleri ile cahiliyye döneminde kız çocuklarını diri diri toprağa gömenlerin zihniyetl eri açıkca örtüşmektedir. Zira her iki kesimde derin toplumsal baskılara dayanamay arak ve aklı devre dışı bırakarak duygularının tesiriyle bu tür cinayetle ri işlemişlerdir. Bu itibarla, yanlış bir toplumsal baskının etkisiyle ve izledikle ri kötü düşünce tarzıyla bu cinayeti işleyenlerin ahirette kendileri ni savunabil ecekleri ciddi hiç bir delilleri nin olamayacağı anlaşılmaktadır. Şimdi bu konu ile ilgili ayetlere yakından bakalım.
 
 �Onlar, kızları Allah�a nispet ediyorlar -ki O, bundan uzaktır- kendileri ne ise, canlarının istediğini. (O kadar ki,) ne zaman birine bir kız çocuğu olduğu müjdesi verilse hemen yüzü kararır, içi öfkeyle dolar; kendisine verilen bu kötü müjdeden ötürü -bu zillete/bu küçük düşmeye rağmen, şimdi onu acaba tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün [diye düşünerek]- kıyı bucak insanlard an kaçar. Yazıklar olsun, izledikle ri düşünce tarzı ne kadar kötü! [Bunun içindir ki,] kötü niteleme(ler) ahirete inanmayan lara yakışır; en yüce niteleme(ler) ise Allah'a. Çünkü, doğru hüküm ve hikmetle edip-eyleyen en yüce iktidar sahibi O'dur!� (Nahl, 16/57-60)
 
 �Yoksa, Allah, yarattıklarından kendisine kızlar edindi de, oğulları size mi seçip ayırdı? Nitekim onlardan birine, Rahmân'a kolayca isnad ettiği [çocuğun doğumu] müjdelenirse, yüzü kararır ve içi öfkeyle dolar: �Ne!� (diye şaşkınlıkla sorar), �[Bir kız sahibi mi oldum-] [yalnız] süs için var olan bir kız?� Bunun üzerine kendini belli belirsiz bir iç çatışmanın içinde bulur.� (Zuhruf, 16-18)
 
 �Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman�� (Tekvir, 81/8-9)
 
 Görüldüğü üzere İslam öncesi Araplar'ın gözünde kadın, erkeğin hayatını �güzelleştirmek/süslemek�ten başka bir fonksiyon u olmayan adeta bir eşya/mal gibidir. (Maalesef kadınlar hakkındaki bu yanlış telakki ayetlerde n ve yaşananlardan da anlaşıldığı üzere günümüzde de halen devam etmektedi r.) Bu itibarla Cahiliyye mantığı ile meseleye bakanlar yanlış toplumsal baskının tesiri ile bu cinayetle ri işlemektedirler ki yaptıklarının yanlışlığı bu ayetlerle ortaya çıkmış olmaktadır.
 
Öte yandan şu soru akla gelebilir . �Peki İslamiyet hayâsızca davranışlarda bulunan kadınlarla ilgili olarak nasıl bir yaptırım on görmektedir?� �Acaba işlenen bu namus ve töre cinayetin e dayanak teşkil edecek bir ayet-i kerime Kur�an�da var mıdır?�
 
Kur�an�a baktığımızda cinayeti onaylayan böyle ayet bulamadığımız gibi, tam tersine karşımıza şu ayetler çıkmaktadır.
 
 �Bunlar Allah tarafından konulan sınırlardır. Kim Allah'a ve Elçisi'ne tâbi olursa, Allah onu, mesken olarak içinden ırmaklar akan hasbahçelere koyacaktır; bu büyük bir mazhariye ttir. Kim de Allah'a ve Elçisi'ne isyan eder ve O'nun [koyduğu] sınırları ihlal ederse, onu içinde yerleşip kalacağı ateşe atacaktır; ve onu alçaltıcı bir azap beklemekt edir. HAYASIZCA davranışlarda bulunan kadınlarınıza gelince, aranızdan onların işlediği suça şahit olan dört kişi çağırın; bunlar onun için şahitlik yaparlars a, suçlu kadınları ölüm alıp götürünceye yahut Allah onlara [tevbe etmeleri suretiyle] bir kapı açıncaya kadar evlerine hapsedin. Sizlerden fuhuş (zina) yapanların her ikisini de incitip kınayın (cezalandırın). Eğer onlar tövbe edip ıslah olurlarsa, onları incitip kınamaktan vazgeçin. Çünkü Allah, tövbeleri çok kabul edendir, çok merhamet edendir. Doğrusu, Allah'ın tevbeleri kabul etmesi, ancak bilmeyere k kötülük işleyen ve sonra, zaman geçirmeden tevbe edenlere mahsustur . Allah onlara rahmetiyl e tekrar yönelecektir, zira Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir . Oysa ne ölüm anına kadar kötülük işleyip duran, ama o an gelip çattığında �Şimdi tevbe ediyorum!� diyenleri n tevbesi kabul edilecekt ir, ne de hakikat inkarcısı olarak ölenlerin; Biz, işte böylelerine şiddetli bir azap hazırlamışızdır.� (Nisâ, 13-18)
 
 Görüldüğü üzere bu ayetler hayâsızca davranışlarda bulunan kadınların işledikleri suça bizzat şahit olan dört kişinin çağırılması istemekte, bu güvenilir şahitlerin şehadetiyle ve delillerl e suç sabit olursa, suçlu kadınlar kendi ecelleriy le ölünceye, yahut Allah onlar için bir başka kapı açıncaya kadar evlerde alıkonulmalarını ve yaşamlarını sürdürmelerini emretmekt edir.
 
Bu kadınların yaşatılması görev ve sorumluluğu; o kadının ya da kızın kendi yakınlarına ya da insanın en temel hakkı olan yaşam hakkını korumakla görevli devlet organlarına yüklenmektedir. Ama bu sorumluluğu almak istemeyen kimi aileler, bu ayeti göz ardı ederek her zaman olduğu gibi işin kolayına kaçmakta ve bu tür kadınları/kızları hunharca katletmey i namusun ve törenin gereği saymakta, böylelikle adaleti yerine getirdikl erini düşünmektedirler. Oysa bu cinayetle r Rabbin buyruğuna açıkca karşı gelmek ve O�nun koyduğu sınırları bilerek ihlal etmek anlamına gelmekted ir.
 
Aldığı yanlış bir kararla ve duygularına yenik düşerek zina etmiş bir kadını veya zorla ırzlarına geçilen kız çocuklarını, ailenin onayı olmadan kaçarak evlendiği için ölümü hak ettiği düşünülen genç kızı, yahut bir erkekle konuştuğu gerekçesiyle veyahut buna benzer başka bir takım sudan sebeplerl e kadınları/kızları töre ve namus kavramlarına dayanarak öldürtmek son derece yanlıştır. Zira bu ayeti görmezden gelmek; başka ayetleri de yanlış yorumlama k ve toplumsal baskıya dayanarak bu cinayetle ri işlemek açıkca Kur�an�ın bu emir ve tavsiyele rini reddetmek tir. Kur�an�ın özünden ve ruhundan habersiz kalmayı yeğlemektir.
 
Dolayısıyla bütün bu ayetleri toplu olarak değerlendirdiğimizde görüyoruz ki, zina suçu sabit olan kadın ve erkekleri n hapis ve incitme gibi cezaları çekmiş olmalarının dışında  kesinlikl e öldürülmelerinden söz edilmemek tedir. Hal böyleyken bu cinayetle ri işlemek; işlenmesi için baskı yapmak; işlemeye teşvik etmek, işlemek istemeyen leri hor ve hakir görmek cahiliyye mantığıyla meseleye bakmaktır. Bu durum ise Kur�an�ı rafa kaldırmak anlamına gelecekti r. Hz. Peygamber bu gibi kimseleri ahiret gününde Allah�a şöyle şikayet edecektir .
 
 �VE [O GÜN] Rasûl: �Ey Rabbim!� diyecek,  �Kavmimden [bazıları] bu Kur�an'ı gözden çıkarılacak bir şey olarak gördü!� (Furkan, 25/30)
 
 Yani, dünyevî istek ve tutkularına aykırı buldukları; ya da zamanın değişen şartları karşısında �geçerliğini yitirmiş� bir öğreti olarak gördükleri; veyahut gelenekle ri ile çeliştiği gerekçesiyle Kur�an�ın emirlerin e uymamak; Kur�an�ı adeta rafa kaldırmak ve gözden çıkarmak anlamına gelecekti r. (�Kur�an mesajının ulaştığı toplumların çoğu onu ilahî bir mesaj (vahiy) olarak gördükleri, görmekte oldukları ve dolayısıyla onun, kelimenin en geniş anlamıyla, her bakımdan �tutarlı ve her çağda geçerli� olduğuna inandıklarına göre, �benim kavmim� ya da �benim gönderildiğim toplum� ifadesi (kelimenin ne kavmî anlamı, ne de ideolojik anlamı itibariyl e) Son Peygamber'in ümmetinin hepsini değil, fakat yalnızca ismen bu ümmetten olup ama gerçekte Kur�an�ı mesaja olan inancını bütünüyle kaybetmiş kimselere işaret ettiği anlaşılmaktadır.� (Muhammed ESED, Kur�an Mesajı Meal Tefsir)
 
Dolayısıyla Kur�an�ın özünden uzaklaşan kimseleri n töre ve namus cinayetle rine Kur�an�dan delil getirebil meleri hiç bir şekilde mümkün görünmemektedir. Aksine onlar bu tür eylemleri ile Kur�an�ın ilkelerin i önemsemediklerini göstermişler ve kıyamet gününde Hz. Peygamber�in aleyhleri ne tanıklık etmesini kabul etmişlerdir.
 
Öte yandan bu açık ayetleri göz ardı etmek ve tam tersini yapmak Rabb�e karşı gelmek ve isyan etmekle aynı anlama gelebilec ektir. Bu konuda şu ayetlere bakmamız yerinde olacaktır.
 
 �Dolayısıyla bu ayetleri göz ardı etmek Rabbin buyruğuna başkaldırmak değil de nedir?� (Zariyat, 44)
 
 ��.Buna rağmen hak ve adalet sınırlarını bilerek ve isteyerek ihlal eden için şiddetli bir azap vardır.� (Bakara. 2/178)
 
 
 ��.Bu söylenenler Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın onları aşmayın. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa işte onlar zalimlerd ir.� (Bakara, 2/229, Ayrıca bkz. Talak, 65/1; Bakara, 2/187)
 
 �Bedevîler [arasındaki (esneklikt en yoksun dinî öğretilere/talimatlara karşı nisbî olarak daha kapalı, daha kavrayışsız ve mizaç olarak kaba/sert)  ikiyüzlüler] hakkı tanımaktan kaçınma tavırlarında ve ikiyüzlü davranışlarında [yerleşik insanlard an] daha ısrarlıdırlar ve Allah'ın, Elçisi'ne indirdiği öğretinin sınırlarını görmezden gelmek, [başkalarına göre] onlardan daha çok beklenen bir haldir. (Allah böyle diyorsa, bu böyledir) çünkü Allah her hükmünde ince-derin bir gerçeğe işaret eden mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir .� (Tevbe, 9/97)
 
Bu ayet-i kerime; genel olarak bu cinayetle rin işlendiği bölgelerin insanının Kur�an�a, hayata ve insana bakışını ortaya koyması bakımından ilginç olmakla beraber, ilahiyatçıların ve sosyologl arın töre ve namus cinayetle rinin yaygın olarak işlendiği bu yerler ve bunların nedenleri hakkında çalışırlarken üzerinde ciddi anlamda kafa yormaları gereken ilahi bir uyarı olarak değerlendirilebilir. 
 
Görüldüğü üzere; zina yapan veya yaptığından şüphe edilen kızın veya kadının aile kararı ile veya aile fertlerin den birinin kendi başına verdiği karar ile öldürülmesi; ölenin mezara, öldürenin hapishane ye gitmesi; böylelikle namusun kurtarıldığının zannedilm esi; toplumund a tamamen yanlış bir şekilde "helal olsun adama, gitti namusunu temizledi . Kızını/karısını öldürdü!" demeleri; öldürmediğinde ise aleyhinde konuşmaları ve onur kırıcı dedikodul ar yapmaları; bu cinayetle ri işleyenlerin ise adeta özendirircesine ceza indirimin den faydalanm aları (eskiden vardı şimdi çok şükür bu indirim kaldırıldı) cahiliyye mantığının (esneklikt en yoksun dinî öğretilere karşı daha kapalı, daha kavrayışsız ve mizaç olarak kaba/sert bir din algısının) devamından başka bir şey değildir ve Kur�an�ın ilkelerin e alenen karşı gelmektir . Belki bu dünyada törelere uygun davranmak, toplumun saygısını, takdirini ve onayını kazandırır. Ya bu ayetlere karşı gelmek hangi anlama gelir bunun üzerinde ciddi olarak düşünülmesi gerekmekt edir? Müslümanım diyen bir insanın, toplumda eski kültürlerin tesiriyle oluşturulmuş yanlış bir algıya dayanarak duygularıyla hareket etmesi; bu ayetlere karşı gelmesi; cinayet gibi bir büyük suçu işlemesi zulümdür ve kanaatimi zce çok büyük bir vahşettir.
 
 Diğer taraftan bu namus ve töre cinayeti gibi bir suçu isleyen kişinin dünyada yaşayan bütün insanların İslam dinine bakışını olumsuz etkilemes inin, Müslümanların tamamının imajlarını zedelemes inin vebali ise kat be kat daha büyük olacaktır...
  
Bu konunun din ve ahlakta hiç bir yerinin ve değerinin olmadığını belirten İslam Hukukunda otorite olan Prof. Dr. Hayreddin KARAMAN ise; töre ve namus cinayetle rinin sebep ne olursa olsun, çirkin bir cinayet olduğunu, bırakın şüpheyi, dedikoduy u, kişi karısını zina yaparken yakalasa bile onu öldürme hakkının olmadığını; öldürürse cinayet işlemiş olup cezasını çekeceğini söylemektedir. Hala inatla ve ısrarla �Peki öldürmeyip de ne yapacak� diyenlere Kur�an�ın cevabını yukarıda verdik. Hayreddin Karaman Hocamız konu ile ilgili olarak son sözlerini şu şekilde ifade etmektedi r: �Hem âyetler hem de hadisler ve uygulama açıkça ortaya koyuyor ki, hiçbir kimsenin, kendi başına karar vererek namus/töre uğruna insan öldürmesi caiz değildir, öldürürse cinayetti r, günah ve suç işlemiş olur ve cezasını çeker.� (Hayreddin Karaman, Yeni Şafak, 16 Temmuz 2006)
 
Özetle ifade edecek olursak töre ve namus adıyla işlenen bu tur cinayetle rin İslam dini ile uzaktan yakından hiç bir alakası yoktur. Hz. Peygamber�in uygulamal arına tamamen aykırıdır. Yanlış din algısı, eski kültürlerin tesiri, cahiliyye toplumunu n baskısı ve duyguların ifsad edici gücüyle işlenen bu cinayetle rin savunulac ak hiçbir tarafı ve haklılığı yoktur. Bu cinayetle ri işleyenlerin en ağır cezalara çarptırılmaları benzer cinayetle rin işlenmemesi için caydırıcı bir rol oynayabil ecektir. Ayrıca toplumda bulunan bu yanlış algının düzeltilmesi için herkesin üzerine düşeni yapması gerekmekt edir. Bizim bu mütevazı makalemiz kendi adımıza bu sorumluluğu yerine getirme kaygımızın bir sonucudur . Bu cinayetle re sessiz kalmayara k bu aleni zulmü onaylamadığımızı bu şekilde ortaya koymuş olduk. Zira her sorumlulu k sahibi din adamının Kur�an ve Sahih Sünnete dayalı düşüncesini bu şekilde ortaya koyması kaçınılmaz bir görev olmalıdır. Koymayanl arın bu sorumlulu klarının bilincind e olamadıklarını söylemek ise yanlış olmasa gerektir. (05.05.201 0)
 
Dr. Ahmet Emin SEYHAN

Evet değerli kardeşlerim
yukarıdaki okuduğunuz yazı ve seyrettiğiniz 
videolard an sonra sizler kadınların katledilm elerine
islamın emri diyebiliy orsanız bizlerin sizlere diyeceğimiz 
hiç bir şey yoktur
Allaha emanet olunuz 
selamün aleyküm

YASEMİN İSTANBUL 

http://www.yasemin34-leyla.tr.gg








Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol