https://yasemin34-leyla.tr.gg

KADIN SESİ VE İSLAM




KADIN SESİ VE İSLAM

FORUM YILDIZLARİSLAM 2015

NEVZAT SELAMİ AYDINLAROĞLU 


" Kadın sesi ve islam " isimli konu ile ilgili  
Forumda bende bir iki şey yazmak istiyorum
Öncelikle şunu hatırlatmak gerekirki 
Kuran-ı kerimde " kadın sesi haramdır " şeklinde
Bir ayet-i kerime mevcut değildir
Tıpkı kadının pantolon giymesinin haram olduğuna dair
Ayet-i kerime mevcut olmadığı gibi
Ve kadınların erkeklere benzemesinin tek sebebi yada şekli
kıyafet olarak algılanılmaması gerektiği gibi
" Kadın sesi haramdır " şeklinde bir ayet-i kerime yoktur
" Kadın sesi kesinlikle haramdır " şeklinde bir hadis-i şerifte yoktur 
Hadis-i şeriflerde ses ile alakalı konularda
Asıl bahsedilen sesin kullanıldığı ortam ve insan davranışlarıyla ilgilidir 
Ses deyince şunu hatırlatmak gerekirki 
İnsan sesi neticede Allah c.c ın yarattığı akciğerler 
Diyafram ve gırtlaktaki ses telleriyle birlikte 
Ortaya çıkan mucizevi bir sistemdir 
Bu sistem Allah c.c tarafından insana bahşedilmiştir
Ve elbette Allah c.c tarafından bahşedilmesinin sebebi
Öncelikle kadın veya erkek diye ayırmaksızın
Genel olarak tüm insanların bu sistemi kullanması içindir 
Allah c.c tarafından insana kullanılması için verilen bu sistemin
" Kadın sesi haramdır " sıfatının eklenerek kullanılmasını men etmek 
İslami ve insani açıdan veya  
Akıl ve mantık çizgisinede uygun değildir  

Ayrıca bazı hadis-i şerifleri yorumlayarak
Kadının sesini kullanırken inceltmemesi
Yumuşatmaması
Tahrik edici bir şekle büründürmemesi caiz görülmüştür
Denilmektedir 
Bu sadece ses için değil
Kadının giydiği elbiseden tutunda
Düşünce ve davranışlarıyla ilgili 
Geniş kapsamlı bir konudur 
Ayrıca tahrik etmek sadece bayanlara has değildir
Erkeklerinde bayanları tahrik edecek
Düşünce ve davranışlardan kaçınması gerekir
Dolayısıyla bayanlara ses kullanmak haram ise
Erkeklerede haramdır şeklinde düşünebiliriz
Ancak her ikisinede haram olduğuna dair Ayet-i kerime yoktur
Hadis-i şeriflerde geçen ise sesin kulanılması ile ilgili değildir
Ahlaki ve cinsel tahrik boyutudur
Elbette ahlak dışı olan herşey haramdır 
Ancak buradan " kadın sesi kesinlikle haramdır " manası çıkartılamaz 
Bu konuyla ilgili aşağıdaki alıntıyı okuyabilirsiniz


KADIN SESİ  VE MUSIKİ 

FORUM ALACAKARANLIK İSTANBUL 

ALİ CEMİL KIRATLILAR 
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Kadın sesinin haram olduğuna dair 
Veya Kadın'ın musıki icrasının
Haram olduğuna dair 
Kuran-ı Kerim ve Hadis-i şeriflerde
" Kesnlikle kadın sesi haramdır
Kadın sesi ile musıki,kesinlikle haramdır  "
Bağlamında 
Bir done mevcut değildir
Kadın sesini musıki ile kullanabilirmi
Bu konuda hadis-i şerifte geçen bir konu vardır

Mina günlerinde ( Kurban bayramı ) iki cariye 
Hz. Âişe’nin yanında def çalıp şarkı söylerken 
Hz. Ebû Bekir kızını ziyarete geldi. 
Bu esnada Rasûlüllah elbisesine bürünmüş bir halde bulunuyordu. 
Hz. Ebû Bekir şarkı söyleyen iki cariyeyi azarladı. 
Rasûlüllah başını açarak şöyle buyurdu : 
“ Ey Ebû Bekir Onları bırak bayram günleridir.”  
30 Hadisin başka bir varyantı şöyledir : 
Ensârdan iki cariye
Hz. Âişe’nin yanında Ensâr’ın Buâs günü 
söylediği şarkıları söylerken 
Hz. Ebû Bekir, kızını ziyarete geldi. 
Hz. Âişe: ‘‘ O ikisinin şarkıcı olmadığını ” belirtti. 
Hz. Ebû Bekir Rasûlüllah’ın evinde olup bitenleri görünce
“ Rasûlüllah’ın yanında şeytan mizmârı ” diye çıkıştı. 
Bunun üzerine Rasûlüllah: “ Ey Ebû Bekir
Her toplumun bir bayramı var, bu da bizim bayramımızdır ” 
buyurdu. 


Buradan anlıyoruzki,bazı özel günlerde
Kadın musıki ile meşgul olabilir
Ve hadis-i şeriften anladığımız
Kadın sesi ile musıki haram değildir
Genel olarak musıkinin haram veya helal oluşu 
Yer,zaman,amaç ve müzik türüne 
Ve içeriğine göre,değişir
Allah için,islam için hazırlanmış herşey mübahtır
Ve elbette bu tür icra edilmiş musıkide,mübahtır
Ahlak ve dini kurallara aykırı,hususlar içermeyen
Dini türde olmayan,farklı türlerde musıki'de 
Bu kategoridedir
İcra edilen yerin durumu,göz önüne alınırsa
Ahlaksızlık içeren,içki ve fuhuşa yönlendiren
Bu ortamda icra edilen,musıki ise
Kadın veya erkek,fark etmeksizin haramdır
Kadın sesi,ortada kadın olmadanda
Günümüzdeki ses teknolojisi kapsamında
Erkek sesinden'de elde edilebiliyor 
Fakat,kadın sesinin kesinlikle haram olduğuna
Dair bir done olmadığı için
Kadın sesinin kullanıldığı musıki tarzı
Ahlak ve islami şartlara uygunsa
Erkekler tarafındanda 
Şehveti duygular ön plana çıkmamak şartıyla
Dinlenilebilir

Burada kadının görüntüsü önemli hale geliyor 
Dolayısıyla,kadının giysi ve tesettürü
Ön plana çıkıyor,bu giysi ve tesettür 
Ahlak ve islami şartlara uygunsa
Bundada,haram olarak nitelendirilebilecek
Bir husus yoktur

Kadın ve musıki,bazı müslümanlarca
Zevk ve eğlence aracı hükmündedir
Bu islamiyetin öngördüğü,bir yaklaşım değildir
Kadın bir zevk ve eğlence aracı değildir
Musıki " Hendese-i Savt " ilmi olarak açıklanır
Bu bağlamda,islami literatürde 
Musıki bir zevk ve eğlence aracı değildir  
Elbette,kadın ve musıkiyi
Nefsi duyguları körükleyen 
Zevk ve eğlence aracı haline getirirseniz,haramdır
Ancak,bu şekil islamiyetin öngördüğü şekil değil
Bazı müslümanların ahlaksızlığıdır



KADIN SESİ VE HARAM  

https://www.sorusorcevapbul.com/soru-cevap/fikih/kadinin-sesi-haram-midir

Âlimler bazı ayet ve hadislere dayanarak
kadının yabancı erkeklerle konuşmasının
İhtiyaç hasıl olduğunda caiz olduğunu
fakat bu konuşmanın, kesinlikle sesi inceltip yumuşatarak
tahrik edici ses tonlarında olmaması gerektiğini belirtmişlerdir 

İmam Ebu'l-Abbâs Kurtubî
şarkı dinlemek hakkında
kitabında şunları söylemiştir : 

“Zekâsı kıt olanlar zannetmesinler ki
biz kadının sesi avrettir demekle
konuşmasını kastediyoruz
Bu anlayış doğru değildir. 
Biz ecnebi erkeklerin hâcet mes ederse
kadınlarla konuşmasına cevaz veriyoruz
Yalnız kadınların yüksek sesle konuşmalarını
seslerini uzatmalarını
yumuşatmalarını ve aruza göre okumalarını câiz görmüyoruz.
 
Çünkü bunlarda erkekleri kendilerine meylettirmek
ve şehvetlerini harekete getirmek vardır.
Kadının ezan okuması bundan dolayı câiz olmamıştır.”
 
“Kadının sesi avrettir. Onun Kur'ânı kadından öğrenmesi daha makbuldür. Bundan dolayıdır ki Peygamber (asm) ; “Tesbih erkeklere, el çarpmak ise kadınlara mahsustur.” buyurmuştur
Erkeğin onun sesini işitmesi doğru değildir.”
 
(Nevâzil) 
“Nakledildiğine göre, Arap kadınları erkeklerle konuşurlarken seslerini inceltip yumuşatırlardı. Genellikle cilveli konuşmaya meraklı idiler. 
“Sizler de onlar gibi sesinizi inceltip yumuşatarak cilveli bir şekilde konuşmayınız.”
 
(Kurtubî el-Camî) 
“Özellikle kocalarınızla gayet cilve ve işve ile konuşabilirsiniz. Onlara güzel görünmek için istediğiniz nezaketi yapabilirsiniz; lakin yabancı erkeklerle konuşurken ciddi, kaba ve kısık sesle konuşunuz.”
(İbn-u Kesir) 
Çünkü kadınlara karşı zaafiyeti olan, onların konuşmalarından anlam çıkartabilen ahlaksız kimseler, sizlerin nezaketini kötüye yorumlamak suretiyle hakkınızda fenalıklar düşünebilirler. Bu sebeple fitneye alet olmayınız. 
(Kur'ân-ı Kerim’de Adab-ı Muaşeret) 
“…Gizlemekte oldukları ziynetleri bilinsin diye ayaklarını (yere) vurmasınlar
Ey mü’minler! Hep birlikte Allah’a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz.”
 
(Nur, 31) 
Bir çok fıkıh alimi bu ayet hakkında ; “Ayaklarının sesini duyurmaları haram olursa, kendi sesleri öncelikle haram olur.” demişlerdir. 
Hanefiler ise ; Kadının ayağını yere vururken çıkardığı ses değil
dikkatleri üzerine çekmesi ve fitneye sebep olması haramdır.
Namazda ve hacda sesini yükseltmesinin haram olması da aynı şekilde izah edilir demişlerdir.
 
(Hanımlara Özel İlmihal) 
Sonuç olarak; 
Allah (cc), kadını sesiyle de çekici ve etkileyici yaratmıştır.
Aslında her biri birer nimet-i ilahi olan çekici tüm yönlerini
fitneye sebebiyet verecek şekilde tahrik unsuru olarak kullanırsa
küfran-ı nimet yapmış olur. 

Kadının beden güzelliğini örten, onun tesettürüdür.
Sesinin tesettürü ise vakarlı, ciddi, nağmesiz ve alçak sesle konuşmasıdır. Kadının sesi; şayet konuşmasını kırıla döküle
ve kadınsı bir biçimde yaparsa
ya da nağmeli sözlerle sesini daha da etkileyici hale getirirse
fitneye sebep olacağından haram olur.
Vakarlı ve karşısındakine ümit kestirici edayla konuşursa haram olmaz. 

“Yine Fıkıh alimlerinin büyük çoğunluğuna göre eğer fitneye sebep olacaksa kadının sesli Kur'ân okuması
zikir çekmesi dahi haramdır.
Ölçü ; kendisine mahrem olmayan erkeklerin sesinden etkilenmemesidir.”
 
(Hanımlara Özel İlmihal) 
Kadınların zaruret hasıl olduğunda ciddi bir ses tonuyla
bir hakikati bildirmek için radyo ya da telefondan seslerinin duyulmasına cevaz vardır


https://sorularlaislamiyet.com/sarki-soyleyen-kadinin-sesi-haram-midir-kadin-sesi-avret-midir


İslâm Dini, Peygamber Efendimizin (asm) sünnetine uygun eğlenmeyi ve çalgıyı haram kılmamıştır. Çünkü insanın bazen bu gibi şeylere de ihtiyacı vardır. Dinî musikî ruhun gıdasıdır. İlahîler bu cümledendir. Halk arasında «Musikî ruhun gıdasıdır.» sözü meşru ölçüler içinde düşünülürse, bir bakıma doğrudur.

Ancak hangi ölçülerdeki musikî, müzik ve çalgılar mubahtır? Bunun için konulan genel kaide nelerdir? İslâm'ın bu husustaki koymuş olduğu genel anlamda ölçüleri şöyle sıralayabiliriz.

— Şehveti tahrik edici, ahlâk bozucu her türlü saz ve çalgı, 
— Kadın - erkek karışık bir şekilde toplanıp herhangi bir çalgı çalmak,
— Kadınları sahneye çıkarıp şarkı - türkü söyletmek, şantözlük yaptırmak,
—Toplum yapısında çalışma, ibâdet ve düşünme ruhunu öldüren, insanı havaî şeylere itip zamanı boşa harcamayı aşılayan her türlü eğlence ve çalgı haramdır.

Bunun dışında mubah olan musiki ve çalgılar:

— Kafayı dinlendiren musiki; ruha gıda veren dinî musiki,
— Allah'ı, âhireti ve sorumluluğu hatırlatan veya vatan ve millet aşkını uyandıran, kahramanlık ruhunu aşılayan her türlü şarkı, türkü ve çalgı.
— Ahlâkî kurallara bağlı kalınarak kadınların kendi aralarında eğlenip çalgı çalmaları, şarkı ve türkü söylemeleri,
— Ayni ölçüler içinde erkeklerin kendi aralarında bu kabil eğlence tertiplemeleri -ibâdet ve çalışmayı engellemediği sürece- mubahtır.

Bunun için fukaha genel anlamda şu hükmü koymuşlardır:

"Söylenen şarkı, türkü ve şiirler ahlâk bozucu, ilâhî sınırları aşıcı ve şehveti gayri meşru yola itici olmadığı takdirde, mekruh değildir. İçki, kadın ve benzeri şeyleri över mahiyette ise, mekruhtur.(El-Muhit - Radiyüddin Serahsî)

Düğünlerde Tef, Darbuka ve Benzeri Aletleri Çalmak:

Düğün ve derneklerde bu kabil âletleri çalmaya cevaz verilmiştir. Nitekim. Peygamber (asm) Efendimiz zamanında bayram günleri kadınların biraraya gelip bu tür çalgı çalıp eğlendikleri sahih rivâyetlerle sabit olmuştur. Hattâ bir bayram günü Hz. Âişe (r.anha) validemizin evinde kadınlar toplanıp tef çalıp eğlenirlerken Resûlüllah (asm) Efendimiz içeri girmiş, onlara bir şey demeden çekilip bir köşede uzanarak uyumak istemişti. Tam bu sırada Ebû Bekir Sıddık (ra) içeri giriyor ve çalgı seslerini işitince üzülüyor, onları azarlayarak «Peygamber Efendimizin huzurunda caz ve sazın yeri mi olur?» diye uyarıda bulunuyor. Bunun üzerine Efendimiz (asm) yüzünün üstündeki örtüyü kaldırarak,

«Ya Ebabekir! Herkesin bir bayramı var, onda eğlenirler, vazgeç bunlar da kendi bayramlarında eğlensinler.»

buyurarak, bunun bir aşırılık olmadığını belirtiyor.

Efendimiz (asm) Mekke'den Medine'ye hicret edip Medine'ye girerken coşkun bir tezahüratla karşılandı, bunların arasında neşide söyleyen kızlar ve kadınlar da bulunuyordu. Efendimiz (asm) onların bu davranışını o gün için yadırgamadı. Sonraları, kadınların erkekler arasında neşide, (şarkı ve türkü) söylemelerini yasakladı.

Aşırı şekilde çalıp oynamak ise mekruh kabul edilmiştir. İmam Ebû Yusuf bu görüştedir. (El-Muhit - Radiyüddin Serahsi)

"Hızanetü'l-Müftîn" adlı eserde bu konuya temas edilerek deniliyor ki:

«Bayram ve benzeri günlerde tef ve benzeri şeyleri çalmakta dinen bir sakınca yoktur.»(bk. Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı)

* * *

"Kadını sesi haram.mıdır 
Hanımların mahremi olmayan erkeklere sesleri avret midir
Hanımlar zikrederken seslerinin dışarı çıkmasının bir mahzuru var mıdır
Kadınların sesleri hangi şartlarda haramdır? Bir hanım şiir ve ilahi okuyabilir mi"

İslamiyet kişiyi fitne ve fesada sürükleyen görüntü, davranış ve hallere karşı koruyucu tedbirler alır. Çünkü İslam’da insanın safiyet ve vakarının muhafazası ve bozulmaması esastır. Bu tedbir ve koruma hem erkek için, hem de kadın için eşit seviyede düşünülür.

Diğer yandan insana verilmiş olan özellik, kabiliyet ve farklılıklar bir başkasının vebal altına girmesine sebep olmamalı, yanlış duygulara kapılmasına meydan vermemeli, nefsini azdırmamalıdır.

Yaratıcı tarafından kadına ihsan edilen sesi de bu çerçeve içinde düşünmek gerekir. Esas itibariyle basta insan olmak üzere hiçbir varlığın sesi mutlak olarak haram ve günah sınıfına sokulmaz. Çünkü yaratılışında bir haramlık mevcut değildir. Bunun içindir ki, hiçbir âyet ve hadis kadının sesini haram kılıcı bir hüküm bildirmez.

Başta Hanefi ve Şafii imamları olmak üzere mezhep sahibi müctehid imamlarımızın kanaatleri de bu merkezdedir. Hatta bütün fıkıh kitaplarında şu hükmü görüyoruz: "Cumhura göre kadının sesi avret değildir." Yani bütün müctehidlere göre kadının sesi haram değildir.

Şafii mezhebi âlimleri ve diğer müctehidler şöyle derler:

"Kadının sesi avret değildir. Çünkü kadın alışveriş yapar, mahkemede şahitlikte bulunur. Bunun için sesini yükselterek konuşmak zorunda kalır."(Tefsirü Ayati’l- Ahkam, II/167)

Kadının sesinin avret olmadığının gerekçesi İslam'ın ilk uygulamalı devri olan Saadet Asrıdır. Yani Peygamber Efendimizin (a.s.m.) ve sahabelerin uygulayış biçimidir. Bu uygulanış biçimi üç şekilde görülüyor:

Birincisi: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) sahabe hanımlarla konuşması, onların sorularına cevap vermesi, şikâyetlerini dinlemesi, ihtiyaç ve taleplerini karşılamasıdır.
Bir örnek olması bakımından şu hadis-i serifi nakledelim:

Amr bin şuayb rivâyet ediyor:
Bir kadın yanında kızı ile birlikte Rasulüllaha (a.s.m.) geldi. Kızın kolunda iki altın bilezik vardı. Resulüllah (a.s.m) kadına sordu:
"Bu bileziklerin zekatını veriyor musun?”
Kadın, “Hayır, vermiyorum.” diye cevap verdi.
Bunun üzerine Resulullah (a.s.m) tekrar sordu:
“Peki, kıyamette bu iki bilezik yerine Allah’ın sana ateşten iki bilezik taktırması hoşuna gider mi?”
Kadın iki bileziği hemen çıkarıp Rasulüllaha (a.s.m.) uzattı ve“Bunlar artık Allah ve Resulüne aittir.” dedi.(Tirmizi, Zekât 12)

İkincisi: Sahabiler gerek Peygamberimiz (asm)'in hanımlarına, gerekse diğer hanım sahabilere hadis ve benzeri durumlarda soru sorarlar, konuşurlar ve bazı konular da bilgi alırlardı.

Üçüncüsü: Yine sahabe döneminde kadınlar, halifelere şikâyetlerini dile getirirler veya dini meseleler de diğer sahabilere bilmediklerini sorup öğrenirlerdi. Bu mesele için de bir örnek verelim:

Kadının biri Hazret-i Ömer’e gelerek,
"Ya Emirelmü’minin! Kocam geceleri ibadet eder, gündüzleri de oruç tutar.” şeklin de şikâyette bulundu. Hz. Ömer,
“Ne demek istiyorsun? Kocanı geceleri ibadet etmekten ve gündüzleri oruç tutmaktan alıkoymamı mı istiyorsun?”
Bunun üzerine kadın başka bir şey söylemeden çıkıp gitti ve biraz sonra gelip aynı şikâyetini dile getirdi. Hazret-i Ömer kadına yine aynı cevabı verdi.
Bu durumu gören Ka’b bin Sur söze karıştı ve
“Ya Emirelmü’minin, kadının hakkı var. Ceneb-ı hak erkeğe dört kadınla evlenebileceğine müsaade ettiğine göre, dördüncü gün kadının hakkıdır.” dedi.
Bunun üzerine Hazret-i Ömer kadının kocasını çağırtıp dört günde bir oruç tutmamasını ve her dört gece de bir kadının yanında yatmasını emretti.(Hayatüs-Sahabe, III/349)

Ancak diğer bütün mübah meselelerin mahiyet değiştirip mahzurlu bir hâl almasında olduğu gibi, kadının sesi meselesinde de aynı durum söz konusudur.

- Kadının sesi mübah, masum ve meşru olmasına karşılık hangi sebeplerden dolayı “avret” olur, nasıl olursa yasak sınıfına girer, yabancı erkeklerin dinlemesi haram olur?

Kadının sesi yaratılışı gereği dikkat çekicidir. Özellikle ses normalin dışında bir ton da çıkarsa, birtakım mahzurları beraberinde getirmektedir ve dini tabiriyle “fitneye” sebep olmaktadır. Demek ki, haram olan sesin kendisi değil de, kontrol dışı bir mahiyet taşımasıdır. Ahzap suresinin 32. âyet-i kerimesi bu husustaki ölçüyü Peygamber hanımlarının şahsın da şöyle veriyor:

“Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer halinize layık bir takva ile korunacaksanız, yabancılarla cazibeli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde fesat blunan bir kimse bir ümide kapılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin.”

Müfessir Vehbi Efendi bu âyeti tefsir ederken, “Söylediğiniz söz fitneye sebep olmasın. Yani cazibeli ve ecanibi şüpheye düşürecek bir hâlde edalı ve naz ü istiğna ile söylemeyin” şeklinde izah getirmektedir.

Elmalılının ifadesiyle “ Yayılarak, kırıtarak, sınık, yılışık” olduğunda “kalbi çürük kötülüğe meyilli kimseler” bir ümide kapılırlar. Bundan dolayıda günaha girilmiş olur.

Vehbe Zuhayli bunu normal konuşmalardan ziyade dini muhtevada da olsa aynı gerekçe ile mahzurlu görür: “Kadının, Kur’an şeklinde de olsa, coşkulu ve nağmeli olarak okumakta iken seslerini işitmek haramdır. Çünkü bunda fitneye sebep olma korkusu vardır." (İslam Fıkhı Ansiklopedisi, I/467)

İbni Abidin ise meseleye şu şekil de bir açıklık getirir:

“Tercih edilen görüşe göre kadının sesi avret değildir. Yalnız zekası kıt olanlar zannetmesin ki, biz kadının sesi avrettir demekle konuşmasını kasdetmiyoruz. İhtiyaç halin de ve benzeri durumlarda kadının yabancı erkeklerle konuşmasına cevaz veriyoruz. Yalnız kadının yükses sesle konuşmalarını, seslerini uzatmalarını, yumuşatmalarını ve nağmeli bir şekilde okumalarını caiz görmüyoruz. Çünkü bunlarda erkekleri kendilerine meylettirmek ve şehvetlerini tahrik etmek vardır. Kadının ezan okuması da bundan dolayı caiz olmamıştır.”(Reddül- Muhtar, I/272)

Bizimde katıldığımız hükmü Faruk Beşer Hoca veciz bir şekilde şöyle dile getirir:

“Kadın her şeyiyle olduğu gibi sesiyle de çekici, büyüleyici ve tahrik edicidir ve aslında bu onun çirkin olduğunu değil, güzel olduğunu gösterir. Birer nimet demek olan çekici yönlerini, bu arada sesini fitneye sebep olmak ve tahrik etmek için kullanırsa, yani konuşmasını kırıla döküle ve kadınsı biçimde yaparsa, ya da nağmeli sözlerle normal konuşurken zaten tahrik edici olan sesini daha da etkileyici hale getirirse, sesi avret olduğundan değil de, fitneye sebep olacağından haram olur. Vakarlı ve karşısındakine ümit kestirici edayla konuşursa haram olmaz."(Hanımlara Özel ilmihal, s. 314)

Son olarak zamanımızın müfessirlerinden Muhammed Ali es- Sabuni’nin yorumuna yer verelim:

“Açıkça görüldüğü gibi eğer fitneden emin ise kadının sesi haram olmaz. Ancak, erkeklerin, kadınları fitne ve fesada götüren hallerden uzak tutmaları gerekir."(Tefsirü Ayati’l- Ahkam, II/167)

Sorudaki unsurlara gelince, şiir ve ilahide ses incelip kalınlaştığı, nağmeli olduğu ve cazip bir mahiyete büründüğü için, yabancı erkeklerin duyacağı şekilde söylemek beraberinde mahzurları taşımaktadır.

Hanımların sesli olarak zikretmeleri de şâyet yabancı erkekler duyacaksa, yine aynı kategoriye girmekte ve bir takım yanlış duyguların uyanmasına sebebiyet vereceğinden, ezanda olduğu gibi müsaade edilmemektedir. Ancak kendi aralarında sesli olarak Kur’an okumalarında, ilahi söylemelerinde ve zikretmelerinde haliyle mahzur olmaz.

https://sorularlaislamiyet.com/kadinin-sarki-soylemesi-erkeklerin-dinlemesi-caiz-mi


1) Kadının Sesi:

Alimlerin büyük çoğunluğuna göre, kadının sesi avret değildir. Bu sesi dinleyen kimsenin kendi içinde besleyeceği kötü duygular sebebiyle dinlemesi haram olur. Böyle bir kötü düşünceye kapılmıyorsa bunda bir sakınca yoktur. Sahabelerin kadınlarla konuşmaları bu türden bir dinlemedir. (bk. el-Mevsuatu’l-Fıkhıye, 4/90)

Bunun delilleri:

a) “Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer halinize uygun bir takva ile korunacaksanız, yabancılarla cazibeli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde hastalık/fesat bulunan kimse,  bir ümide kapılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin.” (Ahzab, 33/32) mealindeki ayetten kadının sesinin avret/haram olmadığını da anlamak mümkündür.

b) Hz. Peygambere gelip kocasını şikâyet eden ve onunla konuşan kadının bu durumu Kur’an’da şöyle ifade edilmiştir: “Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir.  Allah sizin karşılıklı konuşmalarınızı işitiyordur. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla işitendir, her şeyi hakkıyla görendir.” (Mücadele, 58/1).

c) Konuyla ilgili Mezheplerin görüşü:

- Hanefi mezhebinin racih olan görüşüne göre kadının sesi avret değildir, (tesettür ve konuşma stiline riayet ederek) erkeklerle konuşması haram değildir. (bk. İbn Abidin,1/406)

Hanefilerin diğer bir görüşüne göre, kadının sesi avrettir. Ancak bunun avret olması demek, erkeklerle konuşmaması anlamına gelmez. Bilakis, fitneye sebep olacak şekilde sesini yükseltmemesi anlamına gelir. (bk. el-Bahru’r-Raik, 1/205;  İbn Abidin, a.g.y)

- Şafii mezhebinde de en sahih olan görüşe göre kadının sesi avret değildir. (bk. Nevevi, Mecmu’, 3/390; Zekeriya el-El-Ensari, Esna’l-Metalib, 1/176)

Şafii mezhebine göre, kadının sesi avret olmadığı gibi, bir fitne söz konusu olmadığı zaman onu dinlemekte de bir sakınca yoktur. (bk. Şirbini, Müğni’l-Muhtac, 4/210)

- İmam Gazali de -fitneye sebep olduğu yerler dışında- kadının sesinin haram olmadığını belirtmiştir. (bk. İhya, 2/278)

Netice itibarıyla âlimlerin büyük çoğunluğunun görüşüne göre, kadının sesi avret olmayıp haram değildir. (V. Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami, 1/665)

2) Kadının nağmeli sesi:

a) “Aişe (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, "Bir gün Ensar’dan iki kız onun yanımda Buas günü Ensarın söylediği mersiyelerden söylüyorlardı. O sırada oraya gelen Ebu Bekir "Peygamber evinde şeytan düdükleri mi?" diye çıkıştı. O gün bayram günüydü. Hz. Peygamber (asm): "Ey Ebu Bekir! Her milletin bir bayramı vardır. Bu gün de bizim bayramımızdır." buyurdu. (Buhâri, Îdeyn, 2, 3; Müslim, Îdeyn, 16)

Bu hadisten anlaşılıyor ki, Hz. Peygamber (asm), bir sevinç mevsimi olan bayram gününde iki kızın nağmeli mersiyeler söylemelerine ses çıkarmamış, bilakis güzel bir adet olduğuna işaret etmiştir.

b) İslam alimlerinin büyük çoğunluğu az önce aktardığımız “iki cariyenin nağme söylemleri…” hadisi ve benzerlerine dayanarak, bir fitneye sebep olmadığı sürece -nağmeli de olsa- kadının sesinin haram olmadığınıbildirmişlerdir. (bk. İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 2/443; Tuhfetu’l-Ahvezi, 10/122, V. Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami,2/116)

- Fıkıh kitaplarında verilen bilgiye göre, eğer yabancı erkek, şehevi duygularını tahrik eden bir lezzet almıyor ve bir fitneden korkmuyorsa, kadının sesini dinlemesi haram değildir. (bk. el-Mevsuatu’l-Fıkhıye, 4/90)

Eğer bir fitne korkusu varsa -Kur’an okumak dahil- her konuda kadının nağmeli sesini dinlemek haramdır. (bk. V. Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami, 1/665)

3) Kadının ezan ve Kuran okuması:

Kadının ezan okuması caiz değildir. Çünkü, ezan okumak kadın için meşru olmadığı gibi, nağmeli sesinin fitneye sebep olma ihtimalinden ötürü de ezan okuması haramdır. (bk. V. Zuhayli, a.g.e, 1/615)

Hanefi mezhebine göre, kadın, sesini yükseltmekten menedildiği için, ezan okuması da (tahrimen) mekruhtur. (el-Bahru’raik, 1/277)

Çünkü kadının sesi avrettir. Eğer bir kadın ezan okuduğu zaman sesini alçaltırsa, bu ezanın ilanına terstir. Eğer yükseltirse, haram işlemiş olur. (Şurunbulali, Meraki’l-Felah, 1/80)

Malikilere göre, Ezan okuyanın bir şartı erkek olmaktır. Onun için kadının ezan okuması doğru değildir. (bk. Fıkhu’l-İbadat Ala’l-mezhebi’l-Maliki, 1/126; Haşiyetu’s-Savi,1/252 )

Şafii mezhebine göre, kadının erkeklere imamlık yapması caiz olmadığı gibi, erkekler için ezan okuması da sahih değildir. Ezanda sesin yükselmesi söz konusu olduğu için kadının ezan okuması -erkekler için bir fitne vesilesi olabileceğinden- haramdır veya mekruhtur. (bk. eş-Şirazi, el-Mezheb fi Fıkhi’l-İmam eş-Şafii, 1/111; Nevevi, Mecmu’, 3/100)

Hanbeli mezhebine göre, fitneye sebep olma ihtimalinden dolayı kadının ezan okuması, meşru kılınmamıştır. Namazda imamı uyarırken, kadının -erkek gibi- sesli tesbihle değil, tasfikle (bir elinin diğerine vurarak) uyarması ön görülmesi de bu nedene dayanır. (İbn Kudame, gl-Muğni, 3/305; eş-Şerhu’l-Kebir, 1/414)

4) Kadının ilahi söylemesi:

Genel olarak kadının sesinin avret olup olmaması konusunda alimlerin farklı yorumları vardır. Bazılarına göre kadının sesi avret değildir(Ancak bu daha çok konuşmayla ilgili olsa gerektir).

Kadının sesini avret olduğunu söyleyen alimlere göre, yabancı erkeklerin duyacağı şekilde yüksek sesle ilahi de olsa nağmeli söz söylemesi haramdır. Eğer söylenen sözlerde müstehcen şeyler varsa, bu haramlık ve günahı daha da artar. (el-Cezeri, el-Fıkhu Ala’l-Mezahibi’l-Arbaa, 5/53-54)

Hanefilere göre, kadının herhangi bir nağmeyi yabancı erkeklerin duyacağı şekilde seslendirmesi -ister çalgı aletleri eşliğinde olsun ister olmasın- haramdır. Eğer bu nağmelerde içkiyi övmek, kadını tasvir etmek gibi gayr-ı meşru şeylere yer verilirse bunun haramlığı daha da fazla olur. (bk. Cezeri, a.g.y)

Malikilere göre de, kadınların nağmeli  sözler seslendirmeleri de, erkeklerin bu sesi dinlemeleri de haramdır. (bk. a.g.y)

Şafiilere göre de, erkekler için de, kadınlar için de çalgı aletleriyle nağmeler söylemek haramdır. (a.g.y)

Hanbelilere göre ise, eğer söylenen nağmede dinleyenlerin şehevi duygularını kabartacak türden ise, bu kadınlar için de erkekler için de seslendirilmesi haramdır. Dinleyenlerin hükmü ise, tasavvurlarına göre değişebilir. Örneğin bunu dinleyen kimse içki sofralarını, kadının durumunu düşünecek olursa dinlemesi haramdır. (bk. a.g.y)

5) Kadının şarkı söylemesi - erkeklerin dinlemesi:

Bu konuda önce genel bir çerçeveyi çizmekte fayda vardır.

İster kadın, ister erkek tarafından seslendirilmiş olsun, sayacağımız durumlarda söylenen nağmeleri dinlemenin haram olduğunda alimlerin büyük çoğunluğunun ittifakı vardır.

a) Eğer söylenen nağmelere, gayr-ı meşru şeyler eşlik ederse..

b) Dinleyen kimsede fitneye sebep olabilecek kötü duygular harekete geçerse..

c) Dini (namazı terk etmek gibi) veya dünyevi (çalıştığı iş yerinde yapması gereken) görevinden alıkoyacaksa.. Çünkü harama vesile olan da haramdır. (el-Mevsuatu’l-Fıkhıye, 4/90)

Kadının şarkı-türkü veya ilahi okumaları da bu ölçülere göre değerlendirilebilir.

“(Ey peygamber hanımları!) Eğer halinize uygun bir takva ile korunacaksanız, yabancılarla cazibeli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde hastalık/fesat bulunan kimse,  bir ümide kapılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin.” (Ahzab, 33/32) mealindeki ayetten şunu anlamak mümkündür:

Eğer normal konuşmalarda kadının cazibeli bir şekilde söz söylemesi uygun görülmemişse, şarkı-türkü veya ilahi gibi nağmeleri seslendirmesi daha da uygun olmaz..

- Bu sakıncaların yer alan mahzurların olmadığı nağmelere gelince;

a) Hanefilerin de dahil olduğu alimlerin bir kısmına göre yine haramdır. Çünkü, her türlü nağmeler bir oyun ve eğlencedir..

b) Şafii, Maliki ve bazı Hanbelilere göre ise, bu mahzurları taşımayan nağmeleri söylemek veya dinlemek haram değil, mekruhtur. Yabancı kadından dinlemek ise, daha kuvvetli bir mekruhtur.

c) Şafiilerden İmam Gazali, Hanbelilerden Ebubekir el-Hallal’ın da içinde bulunduğu diğer bazı alimlere göre ise, -sayılan sakıncaların bulunmadığı-nağmeleri söylemek ve dinlemek mubahtır. (bk. (el-Mevsuatu’l-Fıkhıye, 4/90-91)

d) İmam Gazzâlî İhyâ isimli eserinin 35 sayfasını bu meseleye ayırarak bütün söylenenleri tahlil etmiş, delilleri karşılaştırmış ve şu neticeye varmıştır:

Mûsıkî ister ses ister âlet ile olsun tek hükme bağlı değildir: Haram, mekruh, mübah ve müstehab olabilir.

1) Dünya arzusu ve şehvet hisleri ile dolup taşan gençler için yalnızca bu duyguları tahrik eden müzik haramdır.

2) Vakitlerinin çoğunu buna veren, iştigâli âdet haline getiren kimse için mekruhtur.

3) Güzel sesten zevk alma dışında bir duyguya kapılmayan kimse için müzik mübahtır, serbesttir.

4) Allah sevgisi ile dolup taşan, duyduğu güzel ses kendisinde yalnızca güzel sıfatları tahrik eden kimse için müstehabdır. (bk. II. s. 302)

Gazzâlî incelemesini sürdürürken müziğin duruma göre ya mübah veya mendûb olduğunu, onu haram kılan şeyin kendisi değil, dıştan ârız olan beş sebepten ibaret bulunduğunu ifade ederek şöyle devam ediyor:

1) Şarkı söyleyen kadın olur, dinleyen de kadın sesinin şehvetini tahrik edeceğinden korkarsa dinlemek haramdır. Burada haram hükmü müzikten değil, kadının sesinden gelmektedir. Aslında kadının sesi haram değildir; ancak şehveti tahrik ederse Kuran okumasını bile dinlemek haram olur.

2) Müzik âleti içki meclislerinin sembolü olan âletlerden ise bunu kullanmak haram olur; diğerleri mübah olmakta devam eder.

3) Şarkı ve türkünün güftesi bozuk, İslâm inancına ve ahlâkına aykırı ise bunu müzikli veya müziksiz söylemek ve dinlemek haramdır.

4) Gençliği icabı şehevî duyguların mahkûmu olan bir kimse aşırı derecede müziğe düşer, müzik onun yalnızca cinsî arzusunu tahrik ederse onun müzikten uzak durması gerekir.

5) Sıradan bir insanın müzik şehvetini de ilâhî aşkını da tahrik etmediği halde bütün vakitlerini alır, onu başka işlerden alıkorsa yine haram olur. 
(bk. II, s. 279-281, özetlenmiştir)


https://sorularlaislamiyet.com/bir-kadinin-tvde-veya-radyoda-programlar-ister-islami-olsun-ister-kufri-olsun-sunuculuk-yapmasi-caiz

İslâmiyet, kişiyi fitne ve fesada sürükleyen görüntü, davranış ve hallere karşı koruyucu tedbirler alır. Çünkü İslâmda insanın safiyet ve vakarının muhfazası ve bozulmaması esastır. Bu tedbir ve koruma hem erkek için, hem de kadın için eşit seviyede düşünülür.

Diğer yandan insana verilmiş olan özellik, kabiliyet ve farklılıklar bir başkasının vebal altına girmesine sebep olmamalı, yanlış duygulara kapılmasına meydan vermemeli, nefsini azdırmamalıdır.

Yaratıcı tarafından kadına ihsan edilen sesi de bu çerçeve içinde düşünmek gerekir. Esas itibariyle, başta insan olmak üzere hiçbir varlığın sesi mutlak olarak haram ve günah sınıfına sokulmaz. Çünkü yaratılışında bir haramlık mevcut değildir. Bunun içindir ki, hiçbir âyet ve hadis kadının sesini haram kılıcı bir hüküm bildirmez.

Başta Hanefi ve Şâfiî imamları olmak üzere mezhep sahibi müçtehid imamlarımızın kanaatleri de bu merkezdedir. Hattâ bütün fıkıh kitaplarında şu hükmü görüyoruz: Cumhura göre kadının sesi avret değildir. Yani bütün müçtehidlere göre kadının sesi haram değildir.

Şâfiî mezhebi âlimleri ve diğer müçtehidler şöyle derler:

“Kadının sesi avret değildir. Çünkü kadın alışveriş yapar, mahkemede şahitlikte bulunur. Bunun için sesini yükselterek konuşmak zorunda kalır."1

Kadının sesinin avret olmadığının gerekçesi, İslâmın ilk uygulamalı devri olan Saadet Asrıdır. Yani Peygamber Efendimizin (a.s.m.) ve sahabilerin uygulayış biçimidir. Bu uygulanış biçimi üç şekilde görülüyor:

Birincisi: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) sahabi hanımlarla konuşması, onların sorularına cevap vermesi, şikâyetlerini dinlemesi, ihtiyaç ve taleplerini karşılamasıdır. Bir örnek olması bakımından şu hadis-i şerifi nakledelim:

Amr bin Şuayb rivayet ediyor:

Bir kadın yanında kızı ile birlikte Resulullaha (a.s.m.) geldi. Kızın kolunda iki altın bilezik vardı. Resulullah (a.s.m.) kadına sordu: “Bu bileziklerin zekâtını veriyor musun?”
Kadın, “Hayır, vermiyorum” diye cevap verdi.
Bunun üzerine Resulullah (a.s.m.) tekrar sordu:
“Peki, kıyamette bu iki bilezik yerine Allah’ın sana ateşten iki bilezik taktırması hoşuna gider mi?”
Kadın iki bileziği hemen çıkarıp Resulullaha (a.s.m.) uzattı ve “Bunlar artık Allah ve Resulüne aittir.” dedi.2

İkincisi: Sahabiler gerek Peygamberimizin (a.s.m.) hanımlarına, gerekse diğer hanım sahabilere hadis ve benzeri durumlarda soru sorarlar, konuşurlar ve bazı konularda bilgi alırlardı.

Üçüncüsü: Yine Sahabe döneminde kadınlar, halifelere şikâyetlerini dile getirirler veya dinî meselelerde diğer sahabilere bilmediklerini sorup öğrenirlerdi. Bu mesele için de bir örnek verelim:

Kadının biri Hazret-i Ömer’e gelerek, “Yâ Emîrelmü’minîn! Kocam geceleri ibadet eder, gündüzleri de oruç tutar.” şeklinde şikâyette bulundu.
Hazret-i Ömer, “Ne demek istiyorsun? Kocanı geceleri ibadet etmekten ve gündüzleri oruç tutmaktan alıkoymamı mı istiyorsun?”
Bunun üzerine kadın başka bir şey söylemeden çıkıp gitti ve biraz sonra bir daha gelip aynı şikâyetini dile getirdi. Hazret-i Ömer, kadına yine aynı cevabı verdi.
Bu durumu gören Kâ’b bin Sûr söze karıştı ve “Yâ Emîrelmü’minîn, kadının hakkı var. Cenab-ı Hak erkeğe dört kadınla evlenebileceğine müsaade ettiğine göre, dördüncü gün kadının hakkıdır.” dedi.

Bunun üzerine Hazret-i Ömer (ra) kadının kocasını çağırtıp dört günde bir oruç tutmamasını ve her dört gecede bir kadının yanında yatmasını emretti.3

Ancak diğer bütün mübah meselelerin mahiyet değiştirip mahzurlu bir hal almasında olduğu gibi, kadının sesi meselesinde de aynı durum söz konusudur. Kadının sesi mübah, masum ve meşru olmasına karşılık hangi sebeplerden dolayı “avret” olur, nasıl olursa yasak sınıfına girer, yabancı erkeklerin dinlemesi haram olur?

Kadının sesi yaratılışı icabı dikkat çekicidir. Özellikle ses normalin dışında bir tonda çıkarsa birtakım mahzurları beraberinde getirmektedir ve dinî tabiriyle “fitneye” sebep olmaktadır. Demek ki, haram olan sesin kendisi değil de, kontrol dışı bir mahiyet taşımasıdır.

Ahzab Sûresinin 32. âyet-i kerimesi bu husustaki ölçüyü Peygamber (a.s.m.) hanımlarının şahsında şöyle veriyor:

“Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer halinize layık bir takva ile korunacaksanız, yabancılarla câzibeli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde fesat bulunan kimse bir ümide kapılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin.”

Müfessir Vehbi Efendi bu âyeti tefsir ederken, şöyle izah getirmektedir:

“Söylediğiniz söz fitneye sebep olmasın. Yani cazibeli ve ecânibi şüpheye düşürecek bir halde edalı ve naz ü istiğna ile söylemeyin.” 

Elmalılı’nın ifadesiyle “Yayılarak, kırıtarak, sınık, yılışık” olduğunda “kalbi çürük, kötülüğe meyilli kimseler” bir ümide kapılırlar. Bundan dolayı da günaha girilmiş olur.

Vehbe Zühaylî bunu normal konuşmalardan ziyade dinî muhtevada da olsa aynı gerekçe ile mahzurlu görür:

“Kadının, Kur’ân şeklinde de olsa, coşkulu ve nağmeli olarak okumakta iken seslerini işitmek haramdır. Çünkü bunda fitneye sebep olma korkusu vardır.”4

İbni Âbidîn ise meseleye şu şekilde bir açıklık getirir:

“Tercih edilen görüşe göre kadının sesi avret değildir. Yalnız zekâsı kıt olanlar zannetmesinler ki, ‘biz kadının sesi avrettir demekle konuşmasını kasdetmiyoruz. İhtiyaç halinde ve benzeri durumlarda kadının yabancı erkeklerle konuşmasına cevaz veriyoruz. Yalnız kadınların yüksek sesle konuşmalarını, seslerini uzatmalarını, yumuşatmalarını ve nağmeli bir şekilde okumalarını caiz görmüyoruz. Çünkü bunlarda erkekleri kendilerine meylettirmek ve şehvetlerini tahrik etmek vardır. Kadının ezan okuması da bundan dolayı caiz olmamıştır.”5

Bizim de katıldığımız hükmü Faruk Beşer Hoca veciz bir şekilde şöyle dile getirir:

“Kadın her şeyiyle olduğu gibi sesiyle de çekici, büyüleyici ve tahrik edicidir ve aslında bu onun çirkin olduğunu değil, güzel olduğunu gösterir. Birer nimet demek olan çekici yönlerini, bu arada sesini fitneye sebep olmak ve tahrik etmek için kullanırsa, yani konuşmasını kırıla döküle ve kadınsı biçimde yaparsa, ya da nağmeli sözlerle normal konuşurken zaten tahrik edici olan sesini daha da etkileyici hale getirirse, sesi avret olduğundan değil de, fitneye sebep olacağından haram olur. Vakarlı ve karşısındakine ümit kestirici edayla konuşursa haram olmaz."6

Son olarak zamanımızın müfessirlerinden Muhammed Ali es-Sabûnî’nin yorumuna yer verelim:

“Açıkça görüldüğü gibi, eğer fitneden emin ise kadının sesi haram olmaz. Ancak, erkeklerin, kadınları fitne ve fesada götüren hallerden uzak tutmaları gerekir.”7

Sorudaki unsurlara gelince, şiir ve ilahide ses incelip kalınlaştığı, nağmeli olduğu ve câzip bir mahiyete büründüğü için, yabancı erkeklerin duyacağı şekilde söylemek beraberinde mahzurları taşımaktadır.

Hanımların sesli olarak zikretmeleri de şayet yabancı erkekler duyacaksa, yine aynı kategoriye girmekte ve birtakım yanlış duyguların uyanmasına sebebiyet vereceğinden, ezanda olduğu gibi müsaade edilmemektedir. Ancak kendi aralarında sesli olarak Kur’ân okumalarında ilâhi söylemelerinde ve zikretmelerinde haliyle mahzur olmaz.

Dipnotlar:

1 Tefsîrü Âyâti’l-Ahkâm, 2: 167.
2 Tirmizî, Zekât: 12.
3 Hayâtü’s-Sahâbe, 3: 349.
4 İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, 1: 467.
5 Reddü’l-Muhtar, 1: 272.
6 Hanımlara özel ilmihal, 314.
7 Tefsîrü Âyâti’l-Ahkâm, 2: 167.










Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol